Çelik Kubbe hava savunma sisteminde S-400’lerin olmaması eleştirilere neden oldu: Savunmada ‘Mavi Vatan’ yok sayıldı!
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii İcra Komitesi’nde tüm algılıyıcı ve silahların bir ağ yapısı ile bütünleşik çalışmasını öngören “Çelik Kubbe” adlı bir hava savunma sisteminin kurulması kararlaştırıldı.
Çelik Kubbe; ASELSAN, ROKETSAN, TÜBİTAK SAGE ve MKE firmalarının ortaklaşa çalışması ile yürütülecek.
Çelik Kubbe’nin genel olarak 4 katmanlı bir çalışma anlayışı olacak. Sistemle hava savunma ağında çok kısa menzil, kısa menzil, orta menzil ve uzun menzilde kullanılan sistemin bütünleşik olarak çalışması öngörülüyor. Bu kapsamda çok kısa menzil için ASELSAN tarafından geliştirilen Korkut, Gökberk, Şahin, Göker, İhtar ve Sungur sistemleri yer alıyor. Kısa menzil için ise HERİKKS, C-RAM, HİSAR A+, GÖKDEMİR, GÜRZ kullanılabilecek sistemler olarak gösterildi. Orta menzil için KALKAN 1 ve KALKAN 2 ile HİSAR O+ öne çıkarken; uzun menzil için de SİPER sistemi başat rol oynuyor.
S 400’LER 5 YILDIR ATIL HALDE
Sistem kapsamında Türkiye’nin Rusya’dan 2017’de 2,5 milyar dolara satın aldığı S-400’lerin dahil edilmemesi ise tartışmalara neden oldu.
S-400’lerin ilk teslimatı 2019’da yapıldı. Ancak o tarihten beri S-400’ler, Ankara’nın Kahramankazan ilçesinde bulunan Mürted Hava Meydanı’nda (Akıncı Üssü) atıl bir halde duruyor.
‘TF 2000’LER DE DAHİL EDİLMELİ’
Çelik Kubbe’ye ilişkin gazetemiz Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulunan CHP Milli Savunma Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Rusya-Ukrayna ve İsrail-Hamas savaşlarının balistik ve seyir füzeleri, taarruzi insansız hava araçları ve değişik tiplerdeki dronları tehdit olarak gündeme getirdiğini belirtti.
Bu durumun Türkiye için hava savunmasını öncelikli duruma getirdiğinin altını çizen Bağcıoğlu, “Devletlerin hava savunmalarını milli hava savunma sistemleri ile dışarıya bağımlı olmadan sağlamaları hayati önemi haizdir. Türkiye için Çelik Kubbe sistemi geç kalınmış ancak çok önemli bir adım. Ancak Çelik Kubbe’de deniz bileşeninin yer almaması büyük bir eksiklik. Denizlerle çevrili tüm devletlerin entegre hava savunma sistemleri incelendiği taktirde; hava savunma harbi muhribi veya fırkateynlerinin bu sisteme dahil edildiği ve gemiler ile tehdidin ana karadan uzakta karşılandığı görülür. Dolayısıyla bu projeye mutlak suretle TF 2000 hava savunma muhripleri de dahil edilmeli” dedi.
‘S-400 GİRMEMELİ AMA ATIL DA DURMAMALI’
“Diğer bir konu da kara, deniz ve hava kuvvetlerinin sisteme entegre olmasını sağlayacak bir yapının tesis zorunluluğu” diyen Bağcıoğlu, “Tamamen milli bir sistem olacak Çelik Kubbe sistemine, S-400 hava savunma sisteminin dahil edilmesi teknik ve bilgi güvenliği açısından sıkıntılara neden olabilir. Bu yüzden S-400 hava savunma sisteminin Çelik Kubbe’den ayrı ve bağımsız olarak, kendi sensör ve silah sistemi ile kullanılması daha uygun olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Bağcıoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Bu durumun sistemin harekat kabiliyetini ve etkinliğini düşüreceği de göz önünde bulundurulmalı. Ancak, uğruna büyük bedel ödediğimiz bu sistemin atıl olmasına da izin verilmemeli. Ayrıca, ara dönemde caydırıcılık tesisi ve imkan kabiliyetlerimizi dosta – düşmana göstermek için mevcut durumda hazır olan milli hava savunma sistemleri ve S- 400 hava savunma sistemi ile Ateş Serbest benzeri bir tatbikat planlanması da değerlendirilmeli. Son olarak; bölgemizdeki başka bir devletin benzer sisteminin Demir Kubbe olarak adlandırıldığı da dikkate alındığında milli sistemimize daha özgün bir isim bulmamızın uygun olacağını değerlendiriyorum.”